Önce ' Saygı' , Sonra ' Başarı'...

Yıl 1996,

Eskişehirin ara sokaklarından birinde 10 yaşlarında bir çocuk,elinde her yanından yumurtası çıkmış futbol topu görünümünde bir şey,koşturur durur sağa sola kan ter içinde. Tek arzusu vardır o da sabahtan akşama kadar o topun peşinde koşmak.Tek isteği vardır o da o topun peşinden koşarken sahada takımı kazansın.Sabahtan akşama kadar hiç durmaksızın saatlerce o topun peşinden koşar, yorulmak nedir bilmezdi. Futbol onun için hayatın ta kendisiydi. Küçükken annesinden emdiği süt kadar tertemizdi futbol onun için…

Aradan zaman geçti, çocuk büyüdü.Büyüdükçe önce yanından bir saniye bile ayırmadığı topunu kaybetti, ardından zamanının neredeyse tamamını geçirdiği taş sahasını…

Şimdi yıl 2010,

O çocuk, kaybettiği onca şeyden sonra canından çok sevdiği, bir zamanlar annesinden emdiği süt kadar temiz olan futbolunu kaybetti.Futbol artık bir dönem taş sahasında oynadığı kadar temiz değildi. 7’den 70’e futbolun içinde olan her insan birbirinin kuyusunu kazmaya çalışıyor, o tertemiz meşin yuvarlağın üzerinden kendisine birtakım çıkar sağlamaya çalışıyordu. Kimsenin gerçek anlamda futbolu düşündüğü yoktu.

Şimdi diyeceksiniz bu adam , bu satırları neden yazdı ?

Bugün itibariyle resmi açıklamanın gelmesinin ardından Eskişehirspor’un teknik direktörü Bülent UYGUN olmuştur. Hani şu sezon başı ligin yeni ekibi Bucaspor’un başına geçen, takımın başına geçer geçmez 10 futbolcuyu gönderip yerine 18 tane futbolcu alan,bir anlamda menajerlerin cebini dolduran Bülent UYGUN…

Sportif anlamda başarı getirir mi getirmez mi bunu zaman gösterecek. Kim bilir belki de Eskişehirspor’umuza şanlı tarihinde yaşayamadığı başarıları yaşatacak,güzel günler gösterecek belki de aşı tutmayacak zaten şu an ligin dibine demir atmış olan Eskişehirspor’umuz iyiden iyiye karanlığa gömülecek,sezon sonunda BankAsya yolu tutacak, bunu bilemem…

Ancak bildiğim bir şey var ki o da Bülent UYGUN’un takımın başına geliş şekli.Kurulduğu yıldan beri her daim bu tip Bizans oyunlarına alet olmuş, bu oyunlar sayesinde yeri gelmiş ligden düşmüş, bu oyunlar sayesinde uzun yıllar hak ettiği yerden uzak kalmış,neticesinde bir nesil kaybetmiş olan Eskişehirsporumuz an itibariyle bu Bizans oyunlarının alasını yapmıştır Bucaspor’a.Yıllarca bu oyunların karşısında dimdik ayakta duran büyük Eskişehirspor taraftarı şu an kendini tamamen bu oyunların içinde bulmuştur,bulunmak zorunda bırakılmıştır.Kısacası futbolda etik, ahlak kavramı yerle bir olmuştur.

Futbol artık o çocuğun taş sahasında her yanından yumurtaları çıkmış topuyla oynadığı kadar temiz değildir.O çocuk büyümüş ve futbol kirlenmiştir. Futbol bir takım para babalarının, sağda solda elinde içi para dolu J.Bond çantalarla gezen menajerlerin,rakibe saygıyı dikkate almaksızın oyuncağı haline gelmiştir. Hani UEFA’nın son zamanlar yayınladığı bir slogan var. RESPECT ,Türkçe’si “Saygı duy” ...Peki bu sözü gerçekten benimseyen Türkiye’de kaç tane futbol adamı var ?

Şimdi o çocuğa sorsanız belki de içi kan ağlıyordur.Sorsanız belki de şu an en çok istediği şey, taş sahasına geri dönmektir.

O halde soralım futbolu bu hale düşürenlere, elinizde gezdirdiğiniz o milyon dolarlarınızla o çocuğun taş sahasını geri verebilirmisiniz ?

Ben vereyim cevabını : Hayır,hayır…
Asla hiçbir zaman veremeyeceksiniz !
Bir futbolsever ve Eskişehirspor taraftarı olarak son günlerde Bucaspor ile yaşanan bu durumdan büyük üzüntü duyuyor, çok saygıdeğer(!) yönetimimizin bu tutumunu yadırgıyorum. Ne diyeyim, futbolu bu noktaya getirenler utansın.
Biz büyüdük , dünya kirlendi, her şeyden önemlisi FUTBOL kirlendi…!
Biz büyüdük ve Eskişehirsporumu kirlettiler…:(