#direngeziparkı Eskişehirsporlular Nerede?

Öncelikle şu algıya bir nokta koyalım.

Eskişehirsporlular da diğer tüm takım taraftarları gibi direniyor. 
Sadece çok fazla reklamı yapılmıyor, Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü'nü ele geçirişimiz vs. sosyal medyada yayınlanmıyor o kadar :)

Fakat insanların çözemediği, arkasını göremediği şeyler, çok ince dengeler söz konusu.

Direnişin şöyle bir en başına dönelim..

Sabah saatlerinde, hiçbir aykırı harekette bulunmayan Gezi Park'taki savunmasız insanlara polisin sert müdahalesi sonrasında tepkiler giderek Taksim ve tüm yurda yayıldı.

Çok kısa sürede çeşitli illerde başlatılan protesto toplanmalarının Eskişehir ayağı Eti Park olarak belirlendi. 

Nefer Grubu niçin protestolarda yer almıyor diyenlere;
Tepkilerin ilk gününde, çok kısa sürede toparlanma sürecinde Nefer Grubu liderlerinin payını gözden kaçırmış olmalısınız; Eskişehir'deki ilk kıvılcımda toplanma yeri ve saatinin yayılmasında önemli rol üstlendiler.

Bir çok kişinin ''100 kişi toplanmaz'' olarak gördüğü Eti Park'taki ilk toplanmada çok yoğun bir kalabalık vardı, 
Eskişehirsporlular olarak oradaydık..
Eti Park'ta toplanıldığı akşam Üniversite Caddesi'nde yoğun olarak başlayan olaylarda, bir apartman kapı camı kıran provokatöre anında tepki verildiği, polisin sert müdahalede bulunduğu, caddenin 3 arka sokaklarına kadar biber gazı etkilerinin geldiği, öğrenci arkadaşların apartların kapılarını açıp evlerine davet ettiği, biber gazlarına karşı süt-limon desteğinde bulundukları, gecenin ilerleyen saatlerinde Espark'ın önünün alınıp havai fişeklerin atılıp 10. Yıl Marşları söylenene kadar geçen süreçte,
Eskişehirsporlular olarak meşalelerimizle oradaydık..
Sonraki günlerde Yunusemre Caddesi'nde bulunan Ak Parti binası civarındaki protestolarda birçok kişi Toma'dan sıkılan ilk tazyikli su, çeviğin ateşlediği ilk biber gazı ile arkasını dönüp koşarken arkalarında en ön saflarda polisle karşı karşıya kalan, mücadele eden, sonuna kadar direnen kısımda
Eskişehirsporlular olarak oradaydık...
Espark önünde her akşam yapılan protestolarda, TERKEDENİN... pankartı açılıp meşale yakıldığında, 
Eskişehirsporlular olarak oradaydık...
Bazılarının amacını aştığı, Espark önündeki protestoları yersiz bulan bazı kişilerin ''Gidip polisle çatışalım'' dediğinde, oradaki birçok kişinin rahatsız olduğu ve dile getiremediği ''Kesinlikle ateş yakıp çevreye zarar vermeyelim'' görüşünü dile getirip ''Daha fazla ateş yakıp barikat yapalım polisi buraya çekelim'' cevabını aldığımız ve ateşe çevre iş yerlerinden aldığımız yangın tüpleriyle müdahale ettiğimizde, inşaatlardan ateşi körüklemek için (ç)alınan tahtaları yerine götürüp, yanıcı maddeler bölgeden uzaklaştırılıp, diğer bilinçli kitlenin bu tür kişilere uymadığı, tepkilerini olması gerektiği gibi sürdürdüklerinde,
Eskişehirsporlular olarak oradaydık...
Espark önündeki eylemin sürekli hale gelmesi gerektiği görüşü hakim olmaya başladığında, çadırların tek tük ilk kez kurulduğu, evden getirilen battaniyelerin, damacanada onlarca demlik poşet çayla demlenen çayların, çorbanın, fırından sıcacık alınan ekmeklerin paylaşıldığı, gün ışığıyla birlikte otobüslerden, evlerden, arabalardan garip bakışların atıldığı, ''Bu Alan Eskişehir Halkı Tarafından Kamulaştırıldı'' pankartının asıldığı o ilk kıvılcımda,
Eskişehirsporlular olarak oradaydık...
İnsanların garipseyerek baktığı ilk sabahlama sonrası, çadır sayılarının hızla arttığı, normalde belki hiçbir zaman yan yana  gelmeyecek insanların sıkı bir bağ kurduğu paylaşım zincirinde, taraftarlarımız bulunduğu şehirlerde, bizler de Eskişehir'de ''Türk Futbolu'nun Devrimcileri de Burada'' diyerek,
Eskişehirsporlular olarak oradaydık...
Tribünlerimizin sevilen büyüklerinden Müjdat abimin de dediği gibi ''Hani derler ya hayat fena halde futbola benzer. Biz de direnmeyi, egemenlere rest cekmeyi, tüm güçleri ile üstümüze gelirken dik durmayı, geri adım atmamayı, yoldaşımızı yalnız bırakmamayı, düşeni kaldırmayı, olmaz denileni oldurmayı, inatla mücadele etmeyi ondan öğrendik. ES ES ES Kİ Kİ Kİ ESKİ ESKİ ES!'' 

Soğuk ve kötü hava koşullarına rağmen çadır sayıları artarken, el birliğiyle yağmurdan korunma çabaları içerisindeyken, ''Haklıyız Kazanacağız'', ''Gündoğdu'', ''Onuncu Yıl Marşı'' ve niceleri, her telden söylenirken,
Eskişehirsporlular olarak oradaydık...
Elinden alkolü eksik olmayan, Barlar Sokağı fenomeni ''Seviyorum Recep'' abiyi çadır kampında görenlerin ''Şarap yok mu abi?'' sorularına ''Ben şarabımı Barlar Sokağı'nda içerim, burası yeri değil!'' diyerek yanıt verdiği, RTE'a ''Atatürk'ün A'sı olamaz çakal!''diyerek seslendiği, insanların bu bağlamda gecelerdir ''Alkol alma, direnişi durdurma'' sloganları attığında,
Eskişehirsporlular olarak oradaydık...

Direnme lafını sadece siyasi iktidarda değil, Eskişehirspor Kulübü'nde de yaşadığımız gerçeğini ''Kimse ŞAH Değil Padişah Değil'' diyerek duvarlara, diğer yaratıcı slogan ve görsellerin yanına yansıtırken,
Eskişehirsporlular olarak oradaydık...
3 İstanbul takımı taraftarlarına bu şehrin sokaklarında müsamaha göstermediğimizi bilirsiniz. İşte böyle bir coğrafyada ''Haksızlığa karşı tek vücut olma'' lafı hep beraber sergilerken, Karşıyakalısıyla, Bursasporlusuyla, Adansporlusuyla, Adana Demirsporlusuyla, Göztepelisiyle, Beşiktaşlısı-Fenerbahçelisi-Galatasaraylısı ve daha birçoğuyla birlikte haksızlık karşısında, diktatörlere korku salarken, birleştiğimizde neler olabileceğini sergilerken,
Eskişehirsporlular olarak oradaydık...
Daha sayılabilecek o kadar çok şey var fakat bir an önce evden çıkıp direnişe katılmak, o güzel insanların yanında olmak zorunda hissediyorum kendimi o yüzden örnekleri daha fazla çoğaltmayacağım.

''Ya burda sağcı konuşunca solcuya, solcu konuşunca sağcıya hitap etmiyor. Eskişehirsporlular olarak kontrolü ele alıp herkese hitap edebilirsiniz.'' şeklinde bizleri onore edici önerilere, oradaki arkadaşların Eskişehirsporluları aralarında daha aktif şekilde görmek istediklerine tanık oluyoruz.

Gerek sosyal medya gerekse çadır bölgesinde, gerek kendi renkdaşlarımız gerekse direnişçi öğrenci arkadaşlarımız ''Eskişehirsporlular niçin çok aktif değil?'' gibisinden sorular görüyordum ve sanırım yukarıda saydığım örneklerle bizlerin de aktif oluşunu az çok anlatmaya gayret ettim.

Direnişçi Arkadaşlara ;
Ha, gönül ister 1000-1500 kişi birlikte olalım ama maalesef çok ince dengeler söz konusu.

İlk günler bazı provokasyonlar gözlemlediğimiz için Eskişehirsporlular olarak toplu hareket edip, orada münferit gelen insanların mücadele edemeyebileceği kişilerle mücadele etmek adına toplanma çabalarımız oldu.

Fakat provokasyonları önlemek adına yaptığımız bu girişimde bizim içimizde de orada kırmadan dökmeden tepki gösteren insanlara zarar verebilecek ve Eskişehirspor Taraftarları'nın imajını zedeleyecek kişiler olduğunun üzülerek farkına vardık. (Nefer Grubu liderlerinden Mesut abim bu konuda beni uyarmıştı fakat yine de deneyerek haklılığını görmüş oldum)
Sonuç olarak da tatsız durumlara mahal vermemek adına münferit olarak direnenlerin yanında olmaya karar verdik.

Sayıca az olan oluşumlar bu konularda daha aktif olabilirler fakat onları örnek göstererek Nefer Grubu, Altes Grubu veya BandoESES neden orada yok demek yersizdir. Nefer ve Altes Grubu gibi sayıca fazla olan topluluklarda da bu olayı destekleyen/desteklemeyen, haklı bulan/bulmayan insanlar olabilir. Bir önceki paragrafta olduğu gibi orada Nefer/Altes olarak direnişte bulunan ortamda yapılacak bir tatsızlık o grubun imajını sarsar, insanları kendisinden soğutabilir hem grup hem de Eskişehirspor adına..

Tribün liderleri de bu durum dolayısıyla bir organize içersine girmiyor, grup mensubu arkadaşlara da net olarak gitmemeleri konusunda keskin baskılar uygulamıyorlar. Yeri geldiğinde Espark çadırlarında, Yunusemre'de, Eti Park'ta tribün abilerimiz de bizlerleydi.

Uyarıyorlar zaman zaman, ''Oyuna gelmeyin, dikkatli olun..'' diyorlar haklı olarak, dikkat ediyoruz.

Gelelim BandoESES'e..
Korna öttürmeye, dans etmeye, aşırı gülüp eğlenmeye sıcak bakılmayan bir ortamda BandoESES'i aramak da yersiz ve çelişkilidir.

Ne zaman ki direniş amacına ulaşır o zaman BandoESES çalar Çiftetelli'yi hep beraber oynarız :)

Direnişe çelişkiyle bakan Eskişehirsporlulara ;
Espark önünde günlerdir direnen insanlardan çekinmeyin, ötekileştirmeyin.. 
''Bizim kuşaktan bir cacık olmaz'', ''Hiçbir şeye tepki gösteremiyoruz, asimile edilldik'' düşüncelerinin hakim olduğu bir dönemde yanıldığımızı anladık. Olay 3-5 ağaç veya zamanında niçin aziz şehitlerimize tepki gösterilmediği değil, belli bir sabrımızın olduğu ve hepsinin birikerek patlama noktasının bulunduğudur. Oradaki insanlar da canlarını acıtan bu sisteme karşı kırmadan dökmeden, yardımlaşarak/paylaşarak tepkilerini gösteriyorlar.
Provokatörleri dışlıyor, korna çalanları etraftakiler rahatsız olmasın diye uyarıyor, etrafı temizliyor, çöp toplayan belediye işçilerine yardım ediyor, şimdiye kadar görülmemiş bir tepki gösteriyor ve bazılarını utandırıyorlar..

Siyasi parti bayrakları da istenmiyor.. 
Tayyip'in seçimleri tekrar kazanacağı ihtimalinin yüksek oluşu da tahmin ediliyor ama koyun gibi olmadıklarını kanıtlıyorlar. Ülkeyi yöneten durumdaki insanların ''Ben ne dersem o!'' tavırlarına gider yapıyorlar..

Ve eminim ki şu günlerde Espark önündeki çadır bölgesi, polis olmamasına rağmen bünyesindeki bilinçli insanlarla Eskişehir'in en güvenli, en paylaşımcı ve en renkli bölgesi.

Eğer öyle olmasa, çevredeki insanlar rahatsız edilse böyle bir görüntü oluşabilir miydi ? 

Siyasi veya başka görüşlerimiz, bu olaya bakışımız farklı olabilir fakat bugünlerde orada bulunan veya bulunmayan renkdaşlarımızı yargılamayalım,
Saygı duyalım..

Bu eylemi destekleyen Eskişehirsporlular olarak dün oradaydık, bugün de oradayız, yarın da orada olacağız..
Direnmek Yaşamaktır!

Anadolu'nun Son Kalesi!

Amigo Orhan

No Pyro No Party!

Yağmurda Çamurda

problem?

Seni Bizim Kadar...

Kuralları S*ktir Et!

Maziyi Savura Savura..

Her Zaman, Her Yerde !

Seninleyiz

Bir Defa Değil Bin Defa !

Aşk Siyah Kırmızı

Anti Bizans

Kaldırım Tribünü!

Tapmadık Asla..