2.Basın Bildirisi...

KAMUOYUNUN DİKKATİNE !

26 Mayıs 2009 tarihinde yayınladığımız bildiri sonrasında olumlu ve olumsuz tepkiler aldık. Bildiriyi dikkate alıp olumlu ya da olumsuz tepki veren herkese teşekkür ederiz. Bildiri sonrasında yönetimimizin Gelir-Gider tablosu için hazırlık yaptığını ve Gaziantep maçı sonrası kamuoyu ile paylaşacağını sevinerek öğrenmiş bulunmaktayız. Her ne kadar şeffaf ve kurumsallaşmış kurumlarda, mali durumun anında verilebilir olması gerekse de biz olaya iyi niyetle yaklaşıyoruz ve yönetimimize de gösterdiği duyarlılık için şimdiden teşekkür ediyoruz.

Özellikle bir kısım yerel basının tavrını anlamakta güçlük çekiyoruz. Biz soruları yönetimimize sorduk yerel basınımıza değil. Dolayısı ile cevap vermesi gereken kişiler kendileri değildir.Yönetimle aramızda olan meseleye daha fazla müdahale etmemelerini rica ediyoruz. Gazeteciliğin gereği ve yayıncılık ilkelerine uygun görürlerse objektif olarak konuyu haber yapabilirler, gerek görmüyorlarsa haber yapmazlar.Ama hem dikkate alınmayacak bir bildiri demeleri,ardından da köşe yazılarında bildiriyi polemik malzemesi yapmaya çalışmaları ise büyük tezat teşkil etmektedir.

Saygılarımızla

Bağımsız Eskişehirspor Taraftarları

Basında ''Yönetim İstifa''

Türkcell Süper Lig'in 33.Haftasında Oynanan ve 5-2lik skorla kaybettiğimiz Trabzonspor maçında yönetime yapılan tepki ve futbolcuya yapılan desteğin basına yansımaları ;

İki Eylül Gazetesi (26 Mayıs 2009)


İki Eylül Gazetesi (26 Mayıs 2009)
a


İki Eylül Gazetesi (26 Mayıs 2009)



Sakarya Gazetesi (25 Mayıs 2009)


Sakarya Gazetesi (25 Mayıs 2009)


Zaman Gazetesi (26 Mayıs 2009)


HaberTürk Spor Gazetesi (26 Mayıs 2009)


Sakarya Gazetesi Spor Eki (26 Mayıs 2009)


İki Eylül Gazetesi (25 Mayıs 2009)


Anadolu Gazetesi (25 Mayıs 2009)

Basın Bildirisi...

Eskişehirspor Yönetimine, Basına ve Taraftarımızın Dikkatine;

24 Mayıs 2009 Pazar Günü oynanan Eskişehirspor-Trabzonspor maçında yönetim aleyhine yapılan protestoların sebebinin yanlış anlaşıldığını, protesto eylemini gerçekleştirenlerin yanlış yerlerde arandığını gözlemlemekteyiz. Bu durum bile Eskişehirspor Yönetiminin ve özellikle yerel basının taraftara ne kadar uzak, gelişmelerden ne kadar bihaber olduklarının bir göstergesidir. Taraftarın ortak buluşma platformu olan eskisehirspor.com’u takip eden herkes az çok protesto nedenini ve protesto edilmesini kimlerin istediğini anlar. Lakin kendilerini camianın ve kulübün tek hakimi sananlar, kendilerinden habersiz kuş uçmayacağına inananlar anladığımız kadarı ile her şeyi kontrol altına aldıklarına inandıkları için taraftarın asıl gündemini takip etme gereksinimi duymamışlar. Şayet takip ediyor olsalar tespitlerinde bu denli hata yapmazlardı.

Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki protesto eyleminde grupların bir iştiraki söz konusu değildir. Görüşleri alınmamıştır, fikirleri sorulmamıştır. Maç esnasında bir protesto olacağından dahi haberleri yoktur. Dolayısı ile yönetim cephesinde ve yerel basında protesto eyleminin gruplar tarafından organize edildiği savı yanlıştır. Protesto eylemine ön ayak olan, pankartları hazırlayanlar eskisehirspor.com’a üye olan, Türkiye’nin çeşitli illerinde yaşayan, yaşları kemale ermiş, işleri güçleri olan insanlardır. Protesto nedeni olarak sunulmaya çalışılan “Başkanlığı isteyen biri var, o para verip yaptırıyor” söylemi son derece geçersiz ve ahlaksızca bir söylemdir. Bu protestoyu isteyen ve yapılmasına ön ayak olan kişileri kimse para ile satın alamaz. Bu insanların tek gözettiği olgu Eskişehirspor’un çıkarlarıdır, Eskişehirspor’un daha iyi yerlere gelmesidir. Ahmet’in Mehmet’in başkan olması bu insanları bağlamaz. Doğru yapan yönetimlerin sonuna kadar destekçisi, yanlış yapanların sonuna kadar muhalefetidir.

Protesto eyleminin neden yapıldığının anlaşılamaması da bizleri şaşkınlığa sevketmiştir. Sezon başında iş başına gelen bir yönetim, verdiği sözlerin hiçbirini tutmamış, yönetimsel bazda yaptığı hatalar nedeni ile ligin son haftasına kadar takımın ateş çemberinden sıyrılmasını sağlayamamıştır. Şimdi bazı yerel basın organlarında durmadan yazılıp çizildiği gibi lige yeni çıkmış bir takımın ligde kalması başarıdır denebilir. Kuşkusuz bu başarıdır ve sezon başı hedefinin de bu olması gerekirdi. Ancak hepimiz biliyoruz ki Trabzon maçından önce ulusal basına yansıyan antreman boykotuna sebep olan maddi yükümlülükleri yerine getirmeme takımın bu zamana kadar ateş hattında kalmasının en büyük sebebi olmuştur. Verilen sözler zamanında yerine getirilmiş olsa ligi çok daha önceden ve çok daha iyi bir yerde bitirmemiz mümkündü.

Bizim derdimiz futbolcuların avukatlığını da yapmak değil. Kulüpte para varsa paraları ödenir, yoksa ödenemez. Bu kadar basittir. Bizim asıl sorguladığımız ve öğrenmek istediğimiz kulüpte neden paranın olmadığıdır ve takımdaki futbolculara ne kadar para verildiği, ne kadar borcun kaldığıdır.

Trabzon maçından önce ulusal basına yansıyan haberlere göre takımımızdaki futbolcuların 17 maç başı, 5 aylığı ve 2 maç galibiyet primi ödenmemiştir. Yine aynı habere göre 10 maç başı için 2-3 aylık çekler verilmiştir. Yani toplamda 27 maç başı, 5 aylık, 2 maç galibiyet primi ödenmemiştir. Verilen çeklerin karşılıksız çıktığı da kulaktan kulağa konuşulmaktadır.

Bu noktada hesap yapma gereği duyuyoruz;
Eskişehirspor’un gelirleri ne kadardır?
Yönetimin göreve geldiği tarihten itibaren Eskişehirspor’un ne kadar geliri olmuştur? Bankadan kaç liralık kredi çekilmiştir?
Stad içi reklam gelirlerimiz ne kadardır?
Yayın gelirimiz ne kadardır?
Kombinelerden ne kadar gelir elde edilmiştir?
Maç hasılatlarından ne kadar gelir elde edilmiştir?
İddaa’dan ne kadar gelir elde edilmiştir?
Eskişehirspor’un mülkleri olan benzinliklerden ne kadar gelir elde edilmiştir?
Fortis Türkiye Kupası’ndan ne kadar gelir elde edilmiştir?
Sezon başı ve ortasında gönderilen futbolculardan ne kadar bonservis geliri elde edilmiştir? Gönderilen bu futbolcuların alacaklarına karşılık bonservisleri verildiyse geçen sezondan kalan borcun ne kadarı bu yöntemle eritilmiştir?
Taraftar Ürünleri Satış mağazasından kaç lira gelir elde edilmiştir?
Sezon başı ve devre arasında katıldığımız turnuvalardan kaç lira gelir elde edilmiştir?
Yönetici vecibesi olarak hangi yöneticimizden kaç lira toplanmıştır?
Eskişehirspor’un kamuoyunun bilmediği başka gelirleri var mıdır? Varsa nelerdir ve ne kadar gelir elde edilmiştir?
Futbolcuların mevcut alacakları için gelecek sezon TFF’den alınacak paraya temlik koydurup bankalardan 8,5 trilyon daha kredi çekmek için başvurduğunuz doğru mudur?


Aynı şekilde soruyoruz;
Her futbolcuyla tek tek kaç liraya anlaştınız?
Kaç lirası peşin ödendi, kaç lirası maaş olarak vaad edildi, kaç lirası maç başı olarak vaad edildi?
Kime ne kadar bonservis verdiniz?
Teknik heyetle kaça anlaştınız, kaç lirasını ödediniz?
Isıtma, aydınlatma, iaşe vb. tesis giderlerimiz ne kadar?
Tesislerde çalışan personelin giderleri ne kadar?
Ne kadar prim ödediniz?
Deplasman masraflarımız ne kadar?
Kamp masraflarımız ne kadar?
Önceden kalan borçlarımıza ne kadar ödediniz?
Altyapı için ne kadar harcadınız?
Başka ne gibi giderlerimiz vardır ve bunlar için ne kadar harcadınız?

Konyaspor-ESKİŞEHİRSPOR

Tarih : 17.05.2009

Maç günü saat 08.00'da ÜniESES'in minibüslerinden erken kalkacak olan araç ile gidecektik.Ancak bazı yanlış hesaplar sonucu diğer araca kalmam gerekti.1.araç 08.30 gibi hareket etmiş diğer aracın kalkmasına yaklaşık 1.5 saat vakit vardı.Odunpazarı otobüs durağında çayımı içtikten sonra Konyaspor taraftar biletleri ile yapacağımız pankart için yapıştırıcıyı aldıktan sonra Atatürk Lisesi önüne geldim.Minibüsçü kaypaklık yapmış anlaşılmasına rağmen gelmemişti bu yüzden yarım saat kadar rötarlı olarak hareket ettik başka bir araç ile.

Yolculuğun ilk molasında,Eskişehir il sınırlarından çıkmadan bir tesiste durmuştuk.O tesiste biletlerle ''ESES'' pankartımızı hazırladık.



Yapıştırıcı kuruduktan sonra yola koyulduk.Akşehir'e 9 km kala bir tesiste Konya'nın meşhur etliekmeğinin tadına baktık.Buradayken aldığımız bir habere göre biletler 20 değil 30 tl'ye çıkmış ayrıca tükenmişti.Stad çevresinde bulunan renkdaşlarımızı arayarak durumu sorduğumuzda bilet fiyatının 30 tl olduğu haberinin doğru,tükendiği haberinin yanlış olduğunu öğrendik.Akşehir girişinde emniyetin taraftarlarımızın otobüslerini tuttuklarını duyduk.Bu yüzden biraz yavaştan almıştık güneş altında kalmamak adına.Karnımızı doyurduktan sonra hareket ettik Akşehir'e doğru.Akşehir girişinde polisler diğer araçların yanına aldı bizi.Bizi bırakın Mevlana türbesini ziyaret edeceğiz dediğimizde,oldu ben de zaten Mevlana'yım diye cevap veren polis bizi kopardı.Kimlikler kontrol edildi ve 10 dakika içersinde hareket edildi.



1-2 polis otosu eşliğinde Konya girişindeki oldukça kalabalık polis ekiplerinin bulunduğu noktaya geldik.Burada bir polisin Konyaspor taraftarı çok pis sözü üzerine kahkahalar atarak ''Korkuyoruz'' sloganlarına şaşırdı.Araçlardan indik,üzerimiz arandı ve o noktaya getirilen biletleri almayan geri gönderilecek dediler.Oldukça uzun bir süre orada bekletildik.Burada polislerle oldukça güzel muabbetlerimiz oldu.Polis işte budur dedirtecek cinsten sıcak insanlardı.Hareket etmeden önce Erman arkadaşımız Fatih komsere kopardığı çiçeği uzattı :)



Uzun bekleyişin ardından büyük bir polis konvoyu ile stada hareket ettik.Konya merkezine doğru ilerledikçe ara ara 8-10 kere iğrenç kokulara mağruz kaldık.Gerçekten ilk izlenimi kötü olmuştu Konya'nın bizim üzerimizde.

Konya'yı bilenlere göre polis bizi çok fazla dolaştırmıştı.Uzun bir dolaştırma sonucunda stada vardık.Efes Pilsen'in ''Kankalar Maça Gidiyor'' kampanyasından kazandığımız maç biletini vermek üzere bekleyen görevlilerden biletimizi alıp,resim çektirdikten sonra stada girdik.



Stad tamamen dolu gibiydi.İlk dikkatimizi çeken sağ tarafımızda bulunan,Konyaspor'un aciz yönetiminin koyduruğu koca koca 10-12 adet kolon oldu.Bu kolonlar bize doğru çevrilmiş,Konyaspor marşı ve tribünden yapılan tezahüratların kayıtları çalınıyordu.Bilet fiyatlarlar ilgili göndermelerde bulunduk.Derken takımlar sahaya çıktı.İstiklal Marşı'ndan sonra Ispartaspor'un vefat eden bir üyesi için saygı duruşunda Nalçacılar'ın ''Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez'' sloganına saygı duruşu biçiminde biz de katıldık.Bundan sonra o lanet olası kolonlardan,kulaklarımızı sağır eden bir gürültüyle Konyaspor tezahüratları ve beste girmek istediğimizde ıslık bile kolonlardan çalındı.Futbolcular orta noktaya topu koyduklarında tamam kurtulduk bu iğrenç sesten diye düşündük,maç başlama düdüğü çaldı,tam 3lü girecekken yine o gürültüyü verdiler kolonlardan.Baktık olmuyor oradan sonra film koptu.Kırılıp atılan koltuklar,kolonun bulunduğu bölüme geçmeye çalışanlar,protokole doğru öfke gösterenler oldu şiddetli bir biçimde.Polisler etkisiz kalmıştı.Tepkimizden sonra kolonlar susturuldu ve taraftarımızın kulaklara ziyafeti başladı.Baştaki olaylar dışındaki tüm sürede güzel bir biçimde destekledik takımımızı.

Devre arasında polislerle dertleştik.Suçlu biz miyiz gibilerinden anlattık derdimizi.Onlar da haklısınız da bizlik birşey yok,biz de 4 saattir çekiyoruz bu gürültüyü dediler.Devre arasında da çalmaya devam ettiler.Derken kendi bölümümüzde bir kargaşa oldu.

2.yarıya devre arasındaki olumsuzluk sebebiyle tutuk başladık tribünde,akabinde de Konyaspor'un golü gelmiş,beynimizi tırmalayan ''ESES Kümeye'' tezahüratlarına başlamıştılar.

Yıkılmıştık.Taraftarlar için,hafta başında başlamıştı aslında bu maç biletler sebebiyle.Bilet fiyatlarındaki ve ses sistemindeki bizans oyunlarının karşılığında futbolcularımızın maçı alarak ders vermesini yürekten istiyor ve inanıyorduk.Allah'ım yardım et yenelim,bu haksızlıkların karşılığı bu olmamalı şeklinde ben ve çoğu taraftarlarımız dua etmiştir.Maçın bitimine 30-40 dakika kala Konyasporlu taraftarlar bizlerle kendilerince eğlenmeye başlamıştı.Onların bu girişimleri ve takımımızın ataklarıyla tribünlerimiz yeniden hareketlendi.Olmadık goller kaçırıyor,saçımızı başımızı yoluyorduk.Skor tabelasına bakmıştım 74.dakikadaydık iyice stres basmıştı ki Konyaspor taraftarının Meksika dalgası yaptığı anda Batuhan ile beraberliği yakaladık.Konyalılar olduğu yere otururken bizler çılgınca seviniyorduk.Batuhan tribünümüzün önüne gelerek,gol attığı sırada Konyalıların yaptığı Meksika dalgasına gönderme bir hareket yaptı.

Pınarbaşı yaptık,iki geliyor iki diye tempo tutarken 2.golümüz geldi Engin Baytar ile.O anki sevinci 2008'deki play-off yarı finalinde bile görmemiştim diyebilirim.Herkes hırs küpü gibiydi.Yaklaşık 30 dk. önce Konyasporlular bizi çoktan düşürmüştü ancak futbolun 90 dk. olduğunu futbolcularımız onlara göstermişti.

Ve maç bitti.2-1 kazanarak oldukça rahatlamıştık.Maç sonra tribündeki duygularımızı tezahüratlarla dile getirerek gönlümüzce eğlendik.1-1.5 saat bekletildikten sonra kapılar açıldı araçlara bindirildik.

Emniyet oldukça sıkı önlem almıştı.Konvoydaki kalabalık polis araçların yanı sıra caddelerde sık aralıklarla polisler bulunuyordu.Şehir çıkışına kadar bizlere eşlik ettiler hiçbir olumsuz olay yaşanmadı.Şehir çıkışına doğru ilerlerken ambulans sirenleri duymaya başladık.Acaba bizden birilerine birşey mi oldu endişesi içersindeydik ki ilerde ters şeritte feci bir kaza olduğunu gördük.2 kişi vefat etmiş 10 kişi de yaralanmıştı.

Afyon civarında bir yerde çayımızı,çorbamızı içerek şehrimize doğru bir daha durmamak üzere harekete geçtik.

Saat 03.35 gibi merkeze giriş yaptık.Her deplasman sonrasındaki gibi birkez daha kutsal topraklara sağ salim geldiğimiz için sevinçliydik.

Şimdiye kadar gittiğim deplasmanlar içersinde en unutulmaz,en mutlu döndüğüm deplasman olarak yerini aldı Konya deplasmanı.

Konyaspor-Eskişehirspor (2008-2009)


Videoyu İndirmek İçin Tıkla

Eskişehirspor-Antalyaspor (2008-2009)


Videoyu İndirmek İçin Tıkla

Antrenmanda Tribün Şov

Türkcell Süper Lig'in 31.Haftasında 9 Mayıs 2009 Cumartesi Günü Saat : 19.00da oynanacak olan ESKİŞEHİRSPOR-Antalyaspor maçı için 7 Mayıs Perşembe günü yapılan antrenmandan görüntüler.


Videoyu İndirmek İçin Tıkla
(Videoyu Çeken : Barış Demirtaş)

Denizlispor-ESKİŞEHİRSPOR

Tarih : 03.05.2009

Süper ligin 30.haftasındaki kritik Denizlispor deplasmanı için sabah 09.15 gibi yola koyulduk.Çok zor bir deplasman olacağını düşünüyordum.Herşey güzel gidiyordu ki Afyon'da radara yakalanmıştık ve trafik polisleri bizi durdurarak tutanak tuttular.



Daha sonra hızımıza da dikkat ederek tekrar yola koyulduk.Saat 14.00 gibi Denizli'ye varmıştık.il giriş sınırında bekleyen polis ekipleri öndeki ÜniESES otobüsünün plakasının 03 olması sebebiyle o otobüsü ve arkalarında bulunan bizi çok geç fark ettiler ağaç altında gölgelenmekten.Daha sonra ileride bekleyen başka bir ekip otosu bizi de arkasına alarak stada doğru yol aldık.Bir kavşakta polisin önünde trafik ışıklarında duran 01 plakalı bir araç polis tarafından defalarca kenara çek denilmesine rağmen polisin uyarılarına aldırış etmedi ısrarla ben karşı tarafa geçicem niye sola çekeyim arabayı dedi :) Yeşil ışık yandığında nihayet çekildi.Saat 14.15 gibi stadın oraya gelmiştik.Arabadan iner inmez Efes Pilsen'den kazandığım maç biletini takdim etmek üzere beni bekleyen yetkiliden bileti ve Efes Pilsen t-shirt'i ile birlikte fotoğraf vs. çektirdik ve daha sonra stada girdik.



Denizlispor'un deplasman tribünü şimdiye kadar gittiğim deplasman tribünleri içersinde en iyisiydi.Her tarafı Denizlispor'un kapalısı gibi olan bir tribünümüz olmasını çok isterdim.Maç öncesi hafta içinde vatanı uğruna şehit düşenler için yaptıkları Türk bayraklı gösteriyi alkışladık karşılıklı ''Şehitler Ölmez,Vatan Bölünmez'' şeklinde slogan attık.Karşımızda bulunan 57 Gençlik isim grup da bizleri ''Efsane Geri Döndü'' sloganıyla desteklediler.Sağ tarafımdaki engelli tribününün yanında bulunan çocuk ağırlıklı Denizlispor'luların tezahüratlarını da alkışladık.ilk 11'i tektek çağırdık tribünlere.Yaklaşık 500 kişiydik.Takımlar saha çıktı ve İstiklal Marşı'mız okundu.Bu maçta beni etkileyen şey İstiklal Marşı sırasındaki sağ tarafımızda yer alan minik yüreklerden çıkan BÜYÜK ses idi.Öylesine içten söylüyordu ki oradaki 100-150 kişilik kardeşlerimiz,bütün stad onları dinliyordu adeta.İstiklal Marşı sonrası şehitlerimiz için saygı duruşunda bulunuldu.

Ve maç başladı.

İlk dakikalarda birşey anlayamadım ama takımımızın oyunu umut verici gibi gözükmüştü.Bir ara gözümü sahaya çevirdiğimde Anderson'un kafasından çıkan topun kaleye doğru gittiğini gördüm ve o topun gol olmasıyla 1-0 öne geçtik deplasmanda.Tribünlerimiz ön tarafa yüklendi o anki coşkuyla.Daha sonra ilk yarıda attığımız gole cevap geldi ilk yarı 1-1 sona erdi.Futbolcuları alkışlarla soyunma odasına gönderdik.(Denizlisporlular da pet şişelerle uğurladı takımımızı!)

2.yarı santranın ardından 3lü için ellerimizi havaya kaldırmışken yediğimiz golle adeta ellerimiz havada asılı kaldı şaşkınlıkla karışık duygular içersinde.Ama desteğimizi kesmedik ve daha sonra Bülent Kocabey'in golü geldi durumu 2-2lik eşitliğe getirdik.Rakibimizden deplasmanda alacağımız 1 puan bile altın değerindeydi ancak serbest vuruştan 35-40 metreden attıkları gol ve sonrasındaki ''ESES kümeye'' tezahüratlarıyla birlikte diğer maçlardan gelen haberler bizleri yıkmıştı.Maç bitti herkes olduğu yere çöktü.Herkes teknik direktör olmuştu sanki.Yok öyle baraj mı olur,yok o futbolcu orada mı oynar.

Yaklaşık yarım saatlik bir bekleyişin ardından saat 17.30 gibi staddan çıktık ve polis eşliğinde şehrin çıkışına kadar gidildi.Şehir çıkışında ise polisler eskortluğu bıraktı ve Eskişehir'e doğru yola koyulduk.Hesaplar yapılıyordu nasıl düşeriz nasıl kalırız diye.Akıllar Eskişehir'deydi dönüş yolunda.O akşam caddede derbi maçı vardı ve bizler deplasmandaydık ancak şehrimizin nöbetinde olanların olduğunu da biliyorduk.Saat 22.30 gibi kutsal topraklara ayak bastık ve bir sonraki maçın düşüncesi sarmıştı hepimizi.

Fotoğraflara Bakmak İçin Tıkla

Anadolu'nun Son Kalesi!

Amigo Orhan

No Pyro No Party!

Yağmurda Çamurda

problem?

Seni Bizim Kadar...

Kuralları S*ktir Et!

Maziyi Savura Savura..

Her Zaman, Her Yerde !

Seninleyiz

Bir Defa Değil Bin Defa !

Aşk Siyah Kırmızı

Anti Bizans

Kaldırım Tribünü!

Tapmadık Asla..