Eskişehirsporum, 46. yaşın kutlu olsun..

Geçen sene bugün.. 
Güzel birgün.. 

Tek çatı altında toplandığımız bir dernek, birbirine kenetlenmiş heyecanlı yürekler ve şikenin ''Ş''sinin teyet bile geçmediği bir mazi... 

Geçen sene bugün güzeldi.. 
O yüzden ben bu yılı yaşanmış saymıyor, saymak da istemiyorum.. 

Rüya falan olsa da herşey, uyansak, tersi çıksa herşeyin.. 
İşe falan geç kalıyor olsak, patrona ne hesap vereceğimizi düşünsek.. 
Şaka olsa herşey, bize bu şakayı yapanlardan hesap sormanın tatlı telaşına düşsek.. 
Tek derdimiz bunlar olsa.. 

Annelerimiz su dökse üzerimize, uyanmıyoruz diye.. 
 Ve uyansak.. 

Yine kalksak, giysek formamızı bugün ve Adalar'da meşalelerimizi heyecanla yaksak.. 
46. yılımızı kutluyor olsak.. 
Eskişehirspor Taraftarlar Birliği'ni büyük bir hevesle açsak, ona rüyamızda gördüklerimizi düşünerek dört kolla sarılsak.. 
Eskişehirsporumuzun başına gelebilecek şeyleri, rüyamızdan ders alıp tavrımızı net bir şekilde ortaya koysak.. 

Rüyamda seni gördüm ESES'im, 
Vaziyeti ne sen sor, ne de ben söyleyeyim...

Komşu'nun değişen yüzü..





Euro 2012’ye 5 gün kala Polonya’dan sonra bugün inceleyeceğimiz takım aynı grupta yer alan Yunanistan.
2004 yılına kadar gerek Avrupa Şampiyonaları gerek Dünya kupaları tarihinde adını duymaya pek de alışık olmadığımız Yunanistan,bu turnuvalara sadece 3 kez katılmaya hak kazanmış.İlk kez 1980 yılında katılmaya hak kazanan Yunanistan bu turnuvada Almanya,Hollanda ve Çekoslovakya ile birlikte aynı grupta yer almış ve sadece Almanya ile berabere kalarak grubu 1 puanla son sırada tamamlamıştı.
Tarihinde 2.kez katıldığı 2004 Avrupa Şampiyonasında turnuvayı şampiyon olarak tamamlamasıyla bir anda bütün dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı.Otto Rehhagel yönetimindeki Yunanistan Portekiz’de düzenlenen turnuvada finalde ev sahibi Portekiz’i Charisteas’ın golüyle 1-0 yenmesini bilmiş ve kupanın sahibi olmuştu.Ancak bu şampiyonluk Yunanistan’ın o dönem kısa bir süre övgüler almasını sağlasa da bir süre sonra dünya futbol kamuoyunun birçoklarına göre  “Anti Futbol” olarak anılmasını sağlamıştı.Otto Rehhagel’in 10 kişiyle birden savunmaya çekilmesi,sürekli olarak top rakipteyken topun arkasına geçmesi,90 dk içinde bir pozisyon bulup onu değerlendirme,neticesinde amiyane tabirle o golün üstüne yatma anlayışı takılan bu lakabın ne kadar da yerinde olduğunu bir anlamda ispatlıyordu.
2004’ten bugüne kimine göre “Anti Futbol” kimine göre “Savunma futbolunun merkezi” olarak anılan Yunanistan artık bişeyleri değiştirmek istiyor.Bu bağlamda 2010 Dünya kupasından sonra takımın başına 58 yaşındaki Portekizli Fernando Santos’u getiren Yunanistan eleme gruplarında oynadığı 10 maçta 24 puan toplayarak Hırvatistan’ın önünde grubu yenilgisiz lider bitirmeyi bilmişti.Eleme gruplarında sergiledikleri futbola bakacak olursak Yunanistan’ın artık 2004 döneminden farklı olarak daha açık, rakibin daha üstüne giden,ataklarda daha aktif bir futbol sergilediklerini görmemek mümkün değil.Bu maçlara baktığımızda,Yunanistan'ın maçlara hızlı başladığı,şok bir presle maçın ilk 10-15 dakikasında gol ya da goller bulması  Yunan futbolunda artık bir şeylerin değiştiğinin bir bakıma göstergesi.İddaacılara  selam olsun !!!
İlk maçına turnuvanın açılış maçında Polonya karşısına çıkacak olan Santos’un turnuva boyunca şüphesiz en önemli kozu ya da kozları; Karagounis, Katsouranis,Gekas gibi tecrübeli oyuncularının yanı sıra orta alanda bu sezon Olympiakos'ın ligde şampiyon olmasında katkısının azımsanamayacağı Ioannis Maniatis olacak.Olympiakos'ta bu sezon 30 maçın 20'sinde ilk 11'de başlayarak iyi bir sezon geçiren Maniatis orta alanda oyunun her iki yönünü de başarıyla oynamasıyla dikkati çekiyor.Onu bu anlamda dikkatli izlemekte fayda var.Zira turnuva sonunda değerini katlayabilme ihtimali yüksek..
Yunanistan adına bu turnuvada dikkati çekebilecek muhtemel isimler arasında, Maniatis'in yanı sıra, sezon içerisinde Olympiakos’un şampiyonluğunda yine payı büyük olan Ioannis Fetfatsidis ve Yunan halkının kendisinden çok şeyler beklediği, onu " Yunanistan'ın Messi'si" olarak lanse ettiği Sotiris Ninis olacak.

2004’ten bugüne kadrosunu yenileyebilmeyi henüz tam anlamıyla başaramamış,kilit oyuncuları arasında halen daha 2004 kadrosundan isimleri çoğunlukta saydığımız Yunanistan’ın grupta şansı nedir,orası bir muamma..Zaten muhtemelen onlar da bu turnuvadan sonra kadroyu artık gençleştirmelerinin gerektiğinin bilincinde..Belki bu durum onların tek ve en büyük handikapı ancak sırf geçmek istediği bu taktiksel değişikliği görmek bile grupta bize ilginç maçlar izleteceğinin bir bakıma sinyali..

2012 Santos'un Yunanistan'ı 2004 Rehhagel Yunanistan'ının başarısına ulaşabilir mi, ulaşamaz mı onu bilemeyiz ancak bilinen birşey varsa o da Yunanistan maçlarını izleyecek biz futbolseverlerin karşılarında o bilindik Yunanistan'ı görmelerini beklerken uğrayacakları  muhtemel hayalkırıklığı olacak..
Turnuvada A grubunda mücadele edecek olan Yunanistan, maçlarını 8 Haziran’da Varşova’da Polonya ile,12 Haziran’da Wroclaw’da Çek Cumhuriyeti ile,16 Haziran’da Varşova’da Rusya ile oynayacak.


Santos'un muhtemel 11'i ;


TFF'ye selam, futbola devam..

Şike,teşvik,mahkeme,UEFA,CAS,Metris Cezaevi,tahkim vs vs, Türk futbolunda geçtiğimiz sezon akılda kalan kelimeler bunlar..

Kabus gibi geçen bir 2011-2012 sezonu..Futbolun yeşil sahalardan çok adliye koridorlarında oynandığı,futbol oyun kurallarını federasyondan çok yayıncı kuruluşun belirlediği tarihin en karanlık sezonlarından birine tanıklık ettik Türk futbolunda geçtiğimiz sezon.

Hal böyle olunca ülkemizde pek çok futbolsever de bir anda buz gibi soğumuştu bu oyundan.Sezonun sona ermesiyle birlikte 7'den 70'e her futbolsever şüphesiz derin bir "oh" çekmişti.Bu durumdan blog olarak bizde fazlasıyla etkilenmiş,koca bir sezonda futbol adına doğal olarak yazacak pek bir şey bulamamıştık.Neyse ki,yazın gelmesiyle birlikte güneş yüzünü göstermiş,kara bulutlar biraz olsun dağılmış,futbolda da devreye Euro2012  girmiş,bize de bir anlamda “Oh be” dedirtmişti.Her ne kadar,milli takımımızı turnuvada izleyemeyecek olmanın burukluğu hep içimizde olacak olsa da,yeşil sahalara yeniden dönüş bakımından bu turnuvayı bir kurtuluş  olarak gördük ve bugünden itibaren turnuva boyunca gerek takımlar hakkında gerek maçlarla ilgili yazılar hazırlamaya karar verdik.

8 Haziran-1 Temmuz tarihleri arasında oynanacak olan 31 maçla bizlere yaz aylarını futbolsuz geçirmememizi sağlayacak olan,4 yılda bir gelmesini iple çektiğimiz bu turnuvada ilk olarak inceleyeceğimiz takım turnuvanın aynı zamanda ev sahiplerinden biri olan Polonya...


Kişisel olarak bu turnuvada benim, sürpriz yapmasını,turnuvanın renkli takımı olmasını  beklediğim Polonya Milli Takımı tarihi boyunca Avrupa Şampiyonalarına sadece  2008’de katılmaya hak kazanmıştı.Eleme grubunda büyük bir başarı göstererek grubu Portekiz’in önünde lider bitiren Polonya, Avusturya ve İsviçre’de düzenlenen turnuvada aynı performansı gösterememiş, bir anlamda umduğunu bulamamıştı.Turnuvada Hırvatistan,Almanya ve Avusturya’nın da aralarında bulunduğu B grubunda mücadele etmişti. Leo Beenhakker yönetimindeki o dönem Polonyası, sadece Avusturya ile 1-1 berabere kalarak grubu 1 puanla son sırada tamamlamıştı.

Euro2012’ye ev sahibi kontenjanından dolayı eleme maçları oynamadan gelen Polonya’nın,bu turnuvadan beklentisi yüksek.Ukrayna ile birlikte ev sahibi olmasından dolayı,grupların zorlu,bir anlamda dengesiz dağıldığı bu turnuvada Polonya belki de, çekebileceği en güzel kurayı çekmiş ve Yunanistan,Rusya,Çek Cumhuriyeti ile birlikte A grubuna düşmüştü.Diğer 3 gruba bakacak olursak,Polonya açısından dişine göre  bir grup tanımlamasını yapsak sanırım pek de yanlış bir tabir kullanmamış oluruz.


Bir dönem ülkemizde Altay ve Konyaspor’un da teknik direktörlüğünü yapmış 63 yaşındaki Polonyalı Franciszek Smuda’nın elinde 2008’e kıyasla daha formda,çok daha yetenekli bir kadro var. Smuda yönetiminde turnuvaya başlayacak olan Polonya’nın bu turnuva boyunca şüphesiz en önemli kozu ya da kozları,iki sezondur Jurgen Klopp ile Almanya’da fırtınalar estiren ve neticesinde Bundesliga şampiyonluğunu kimselere bırakmayan Borussia Dortmund’un önemli isimleri  Lewandowski,Blaszczykowski -namı diğer Kuba-ve sağ bek Pisczek olacak gibi.Bu oyuncular, sürekli birbirleriyle oynuyor oluşu,Jurgen Klopp gibi futbolda geleceğin yıldızları arasında gösterilen bir ismin mentalitesini benimsemiş olmasını kullanıp onunla çalışmış olmanın avantajını saha içerisinde takım arkadaşlarına da yansıtmayı başarabilirlerse Polonya’nın bu turnuvada iyi iş çıkartması pek de sürpriz olmaz  gibi gözüküyor.Avrupa Şampiyonaları geçmişine bakacak olursak bu turnuvada Polonya’nın en azından gruptan çıkması bile başarı sayılır.

Kalesini Arsene Wenger’in genç yetenekleri Fabianski ve Szczesny ile korumaya çalışacak olan Polonya’da bu turnuvada dikkatleri üstüne çekecek isimler arasında geçtiğimiz sezonda Fortuna Düsseldorf’un Köln’den kiraladığı, Düsseldorf’un bu sezon Bundesliga’ya yükselmesinde pay sahibi olan 23 yaşındaki Adam Matuszczyk, Lille’in Fransa ligindeki son yıllardaki yükselişinde büyük pay sahibi olan 27 yaşındaki Ludovic Obraniak ve ligimizden de tanıdığımız, geçtiğimiz sezon Sivasspor’da performansıyla isminden epeyce söz ettirmeyi başarmış olan Kamil Grosicki bulunuyor.


Polonya'nın turnuvada tek handikapı gol yollarında yaşayacağı kısırlık olarak gözüküyor.Zira bugüne kadar oynadığı hazırlık maçlarında henüz gol yememiş olması,onların defansif anlamda kolay kolay pozisyon vermeyen ancak aldıkları skorlarla pozisyon üretme anlamında nispeten daha zayıf olan bir takım görünümünde olduğunu gösteriyor.


Yıllar boyunca hep Almanya’nın gölgesinde kalmış,tarihte çoğu zaman oyuncularını Almanya’ya kaptırmış olmanın sıkıntısını yaşayan ,bkz son dönemlerde Podolski ,Klose ,Polonya’nın bugün elindeki kadro kalitesine bakacak olursak Polonya halkının bu turnuvadan diğer turnuvalara nazaran beklentisinin yüksek olması son derece doğal..Zira bugüne kadar  hiç böyle bir kadro kalitesi oluşturamamışlardı.Bakalım bu kadro,beklentilere ne kadar cevap verecek.Bunu 8 Haziran Cuma günü saat 18:00’da Yunanistan karşısında göreceğiz.

Ev sahibi Polonya turnuvada maçlarını 8 Haziran'da Yunanistan ve 12 Haziran'da Rusya ile başkent Varşova'da,16 Haziran'da ise Çek Cumhuriyeti ile Wroclaw şehrinde oynayacak.

Anadolu'nun Son Kalesi!

Amigo Orhan

No Pyro No Party!

Yağmurda Çamurda

problem?

Seni Bizim Kadar...

Kuralları S*ktir Et!

Maziyi Savura Savura..

Her Zaman, Her Yerde !

Seninleyiz

Bir Defa Değil Bin Defa !

Aşk Siyah Kırmızı

Anti Bizans

Kaldırım Tribünü!

Tapmadık Asla..