İlk Yarı Değerlendirmesi (2010-2011)

2011'e sayılı günler kala bir bakalım Eskişehirspor 2010 yılında ne yapmış ?

Güzel geçirdiğimiz 2009/10 sezonu geride kalmış, ligi 55 puanla 7.sırada tamamlamıştık.Takıma Batuhan Karadeniz,Burhan Eşer,Emre Aygün,Pele,Diego Angelo,Rashad Sadıgov,Agim İbraimi katılmış, ilk 5 hedefi doğrultusunda iddialı bir kadro kurmuştuk.Taraftar,teknik heyet,yönetim,kısaca A'dan Z'ye tüm Eskişehirsporlular umutluydu bu takımdan.Herkes bu sezona damga vuracağımıza inanmıştı bir kere...

Sezona evimizde Gençlerbirliği maçıyla başlamıştık. Maçın başında yaşanan elektrik kesintisiyle oluşan karanlık ortam belki de ne kadar karanlık günler göreceğimizin bir nevi işaretiydi.Maç başladığı gibi 0-0 bitmiş, maça damgasını vuran isim yeni transfer Pele oluyordu.7'den 70'e herkesin ağzından aynı sözler çıkıyordu : " Mükemmel bir orta sahaya kavuştuk"...

2.hafta Konya deplasmanındaydık.Mübarek Ramazan ayının bir Cuma günü Konya Atatürk stadındaki yerimizi alıyorduk.Konyaspor taraftarları tarafından çiçeklerle karşılanıyorduk.İyi de başlamıştık maça.Yediğimiz talihsiz bir gol sonrası Pele'nin ayağından skoru 1-1'e getiriyor,ancak bu sevincimiz fazla uzun sürmüyor ve 90 dk sonunda 2-1 mağlup ayrılıyorduk sahadan..

3.haftada mabede Galatasaray geliyordu.Maç öncesinde Pele ve Jaycee hakkında çıkan karakolluk olduğuna dair haberler tadımızı kaçırıyordu.Süper Lig'e çıktığımızdan bu yana 4 maçta 10 puan aldığımız Galatasaray'a ilk kez yeniliyorduk bu sezon.Galatasaray karşısında aldığımız bu yenilgi kötü günler göreceğimizin adeta tesciliydi.Bu maçla sadece 3 puan değil aynı zamanda Pele'yi de kaybediyorduk...

4.hafta Bursaspor deplasmanındaydık.Gerilmiştik iyice, pimi çekilmiş bomba misali her an patlamaya hazırdık.Maça iyi başlamış,Sezer'in ayağından 1-0 öne geçmiş ancak sonunu getirememiş ve 2-1 kaybetmiştik.Maça damgasını vuran ise tribünlerde çıkan olaylar oluyordu.Karanlık günler devam ediyordu...

5.hafta yine bir deplasman,düşüyorduk Sivas yollarına.90 dakika geride götürdüğümüz maçta Adem Sarı'nın son saniye golü ile 1 puanı alıyor, adeta beraberliğe sevinir hale geliyorduk.Ligin dibine iniyor, zor günler geçiriyorduk...

6.haftada mabedde Gaziantep'i ağırlıyorduk.Kapkaranlık bir geceydi her açıdan.Aşkımızdan ilk 5 dakika susuyor,sahada futbolcuların konuşmasını bekliyorduk.Ancak onların da konuşmaya niyeti yoktu.Sonucunda 1-0 kaybediyor,maç sonrası tribünlerden "Rıza Çalımbay istifa" , "Yönetim istifa" sesleri yükselmeye başlıyordu.Ağlıyordu Eskişehir...

7.haftada Buca deplasmanı öncesi teknik direktör Rıza Çalımbay'ın görevine son veriliyor, kriz dolu günler geçiriyorduk.Buca karşısında takımın başında A2 takım teknik direktörümüz Haldun Girginer çıkıyordu.Yeni bir kan, yeni bir hoca diyerek
yollarına düştüğümüz Buca deplasmanında herkesin tek beklentisi vardı; ilk galibiyetin gelmesi.Olmuyordu,yine olmuyordu maçtan 1 puanla ayrılıyorduk.

Samet Aybaba,Zıco,Ersun Yanal vs derken 8.hafta İBB maçı öncesinde takımın teknik direktörü Buca'dan ayrılan Bülent Uygun oluyordu.Çoğu kişinin aklında soru işareti vardı.Buca'ya yanlış mı yapmıştık,sadece futbolda değil her konuda etik,ahlak değerlerin yerle bir olduğu günümüzde bu yaptığımız ne kadar doğruydu.Kafalarda soru işaretleri büyüktü.Böyle bir ortamda çıkıyorduk İ.B.B karşısına.Maçtan Batuhan'ın ayağından gelen golle 1-0 galip ayrılıyorduk.Gelen bu 3 puan, soru işaretlerini bir nebze olsun unutturuyor, taraftarın yüzünde ufak da olsa bir tebessüm oluşturuyordu.

9.haftada Karabük deplasmanına gidiyorduk.Kafalarda oluşan bu mutsuzluk,maçın Cuma olması gibi bir takım sebeplerden dolayı az ama öz olduğumuz Karabük deplasmanından 2-1'lik skorla yüzümüz gülerek ayrılıyorduk.Ayrıca bilenler bilir, Karabük deplasmanı
hayatımda unutamayacağım maçlar arasında yerini çoktan alıyordu...:)

10.haftada Ankaragücü karşısında oynayacağımız maç öncesi son 2 maçta alınan galibiyetler yüzlerde gülümsemeye sebep oluyordu.Tribünler arası husumetten dolayı Ankaragücü taraftarının gelemediği maçta,2 sezondur Ankara takımlarına karşı uğursuzluğumuz sürüyor, 0-0'lık skorla sahadan ayrılıyorduk.

11.hafta Fenerbahçe deplasmanındaydık Kadıköy'de..Dört haftadır yenilmezlik serisiyle gittiğimiz maçtan umutluyduk.Karanlık günler geride kalmış,aydınlık günlere yelken açıyorduk.Sisliydi Kadıköy o akşam.Göz gözü görmüyordu.O sisli akşamda çıktığımız maçta daha ilk dakikada penaltı golüyle 1-0 geriye düşüyor,sonrasında Sezer'le durumu 1-1'e getiriyor, ancak maçın sonu geldiğinde skorbord'da
aleyhimize 4-2 gibi bir skor yazıyordu.Sis her yanımızı kaplıyor,son iki sezon olduğu gibi Kadıköy'den yine boynumuz bükük ayrılıyorduk.

12.haftada içerde Antalyaspor'u ağırlıyorduk.Fenerbahçe yenilgisi sonrası toparlanmak gerekti,3 puan bu anlamda son derece önem taşıyordu.Sönük geçen bir maç sonrası yine sahadan 0-0 'lık skorla ayrılıyorduk.

13.haftaya geldiğimize sezonun şüphesiz flaş takımı olan,lider Trabzonspor deplasmanına gidiyorduk.Zor maç olacağı herkesin beklentisiydi.7'den 70'e herkesin aklında aynı şey vardı, alınacak 1 puan mükemmel olur.Maça iyi başlıyor,henüz ilk dakikalarda Serdar'ın ayağından pozisyona giriyor, golü bulamıyorduk.Dakikalar ilerliyor,maç 0-0 devam ediyordu.85'ten sonra gidip-gelen maçta son dakikada yine Serdar boş kaleye topa biraz daha düzgün vurabilse bugün şüphesiz Trabzon'dan 3 puanı alıp geliyorduk.Nitekim maç 0-0 bitmiş,böyle zor bir deplasmandan puan çıkartmayı başarıyorduk.

Artık takım toparlanmış,yenilgiyi unutur olmuştuk.Son hafta Trabzon'dan alınan 1 puan ile birlikte kendine güveni gelen EsEs Manisa karşısına çıkıyordu.Öyle bir güvendi ki bu, 1-0 geriye düşmemize rağmen maçı 2-1'e çevirmeyi başarıyorduk.Sahada kendine gelen futbolculara tribünde büyük taraftar da eşlik edince maç sonunda bütün atletler sahaya atılıyordu,soğuk,kar-kış dinlemeden...

15.hafta düşüyorduk Kayseri yollarına.Maç Pazartesi olmasına rağmen yaklaşık 1000 kişi Kadir Has'ta bize ayrılan yeri dolduruyorduk.Maça hızlı başlıyorduk,Diego ve Burhan'ın attığı gollerle öne geçiyor,ancak 83.dakikada gelen gole engel olamıyor ve sahadan 2-2'lik beraberlikle ayrılıyor adeta galibiyeti kaçıran taraf oluyorduk.

Derken sıra geliyordu Beşiktaş'a.Son iki sezondur yenildiğimiz tek takım olan Beşiktaş'a karşı bu sefer ne yapıp edip kazanmalıydık.Herkesin içinde bir umut vardı , Bülent Uygun'un takıma getirdiği ekstra motivasyon, kanın uyuşması vs gibi etkenlerden ötürü...Hem Galatasaray'a hem Fenerbahçe'ye yenildiğimiz ilk yarıda bu maçı kazanmamız farz olmuştu.Nitekim futbolcularda da maçın başından sonuna kadar bu istek görülüyor,90 dk boyunca adeta kusursuz oynayan EsEs sahadan 2-0 galip ayrılıyordu.Pazartesi-Cuma-Pazartesi periyodunda maç oynatan TFF'ye göndermede bulunuyor,Siz maçları Çarşamba oynatın, biz yine burayı doldurur,bu maçı ne yapar eder yine alırız diyorduk...

Ligin son haftası geliyordu.Kardeş Kasımpaşa'mız deplasmanına gidiyorduk.Bir hafta öncesinden Boğazın Kırmızı Şimşekleri tarafından açıklanan İstiklal Caddesi yürüyüş organizasyonuyla maç daha da önemli bir hal alıyordu.Maç öncesinde Kasımpaşa'lı dostlarımızla birlikte Taksim Meydanında buluşup hep birlikte stada doğru inecektik.

19 Aralık Pazar günü İstiklal Caddesi boydan boya Siyah-Kırmızı renklerle donatılmıştı.Karnaval havası vardı adeta.BandoEsEs'in de tribüne girdiği maçta karşılıklı Espana yapıyor,tüm Türkiye'ye dostluk nasıl olurmuş gösteriyorduk.

Maça gelince Batuhan ve Ümit'in ayağından gelen gollerle 2-0 kazanıyor, kötü başlayan ilk yarıda 22 puanla 11.sırada tamamlıyorduk.Maç bitiyor, kardeşlerimizle birlikte yine kol kola çıkıyorduk staddan, koyuluyorduk yeniden
Eskişehir yoluna...

Acısıyla,tatlısıyla 2010/2011 sezonunun ilk yarısını kapatıyor,beklemeye başlıyorduk 22 Ocak 2011'in gelmesini sabırsızlıkla...

Ne diyelim,2011 yılı tüm insanlığa,Türkiye'ye en önemlisi Eskişehirspor'umuza güzellikler getirsin.

Mutlu yıllar...

0 yorum:

Anadolu'nun Son Kalesi!

Amigo Orhan

No Pyro No Party!

Yağmurda Çamurda

problem?

Seni Bizim Kadar...

Kuralları S*ktir Et!

Maziyi Savura Savura..

Her Zaman, Her Yerde !

Seninleyiz

Bir Defa Değil Bin Defa !

Aşk Siyah Kırmızı

Anti Bizans

Kaldırım Tribünü!

Tapmadık Asla..