4 aylık bir aranın ardından selamlar..
Dünkü Fenerbahçe galibiyeti sıkıntılı bir süreçte ilaç gibi geldi bu konuda hepimiz hemfikiriz.?
Galibiyete giden yolda yaşananlara uzanalım diyorum.
Puan cetvelindeki yerimizden çok ''Yemediğimiz Gol'' istatistikleri Avrupa'nın sayılı takımları ile ilk sıralarda olmamızla övündüğümüz bir ilk yarının son dönemi geçirdik. Konya maçı ile birlikte bu istatistik dalını kenarı bırakmış olduk yediğimiz 4 golle.
Halil Ünal başkanlığındaki yönetiminin 100 trilyona yakın bir borç enkazı bıraktığının da açıklandığı dönem sonrası devre arası transfer konularında da doğal olarak beklenti içerisine girmedi bir çoğumuz.
Forvet, sadece bir forvet ağzımıza sakız oldu,
Orta sahada istatistiklerin içinden geçip forvet bölgesindeki vasatlıkla yolunan saç/baş, yumruklanan/tekmelenen çeşitli materyaller..
Serdar Özbayraktar! Razıyım.
Neyse ki Diego var. Defans olan, gol umudum.
Necati ile Bienvenü'yü üst üste koy, beşle çarp bir Diego etmez, o derece.
Fenerbahçe maçı sabahına Diego'nun kadroda olmadığı haberleriyle başlıyoruz. Diego yoksa kim gol atacak? modundayız.
Bienvenü mü atacak? (attı.)
Gol atarsa taraftarlığı bırakırımlı tivitlerin katili Bienvenü.
Ertuğrul Sağlam ciddi şekilde eleştiriler alıyor, ruh sağlığı bile didikleniyor.
O ana kadar olmayan bende bir ümit ortaya çıkıyor galibiyet namına; Ya koyarsak?
Hepimiz göt mü olacağız?
- Olalım abicim, olacaksak böyle olalım.
Ve göt oluyoruz..
Ama bu göt oluşun da bir hikayesi yok değil.
*
Transfer sıkıntısı çektiğimiz devre arası dönemde İstanbul takımlarıyla flört eden mahallemizin bikaç yıllık körpe futbolcusu Tarık Çamdal.
Hemen zıplayacak İstanbul'a.
Yönetim kadro dışı ayarıyla rot balans ayarını çekiyor Tarık'a.
- Sana seni kazandıran kulübe fayda sağlamadan nereye birader?' diyorlar.
Bu hareket oldukça fazla puan kazandırdı Mesut Hoşcan yönetimine. Tebrik ediyor, aynı duruşu tüm futbolcular için, tüm takımlara karşı göstermelerini diliyoruz.
Tarık bu rot balans ayarıyla 4 yıl daha varım diyor.
Ayar sonrası oynadığı maçlarda da diğer futbolculardan sıyrılarak taraftar üzerinde yarattığı olumsuzluğu kırmak için canla başla çalışıyor. Aynen devam Tarık!
Kupa maçları ve Fenerbahçe maçında gösterdiği mücadele ve istekli oyunu transfer dönemindeki olumsuzlukları giderecek cinsten olunca maç sonrası bağrına basıyor taraftar.
Demet ablanın da dediği gibi Bkz : Herkes hakettiği gibi yaşıyor.
**
Başkan ve bazı yönetim kurulu üyeleri.
Protokoldeki yumuşak koltuklarından feragat edip, kaşkolunu eline alıp taraftarın arasına karışıyor. Fotoğraflar ''Hangisi başkan?'' şeklinde sorular sorduruyor bilmeyene..
Şunu yapacağım! Bunu yapacağım! diye desteksiz sallayıp gereksiz beklentiler içine sokmaktansa taraftarın içinde atkı sallaması ekstrem bir durum.
***
Top toplayıcı kardeşimiz.
Kuyt'ın ikinci yarı elle attığı golü izliyoruz. Pişkin pişkin attığı gole sevinen profesyonel futbolcuyu izlerken birşey takılıyor gözlere. Kale arkasındaki top toplayıcı kardeşimiz.
Dünya'nın tanıdığı isim attığı haksız gole sevinirken top toplayıcı kardeşimiz hararetli bir şekilde topun elle oynandığını hakeme göstermeye çalışıyor. Belki hakem bunu görmüyor vs. ama o anlık refleks, maça konsantre oluş orada sadece harçlık/şekil için durmadığının kanıtı gibi.
****
Taraftar.
Bu tarz maçlar son model cihazlarıyla televizyondan gördükleri şişirilmişlerin uzuvlarını kaydetmeye gelen bukalemunların ivme kaybettirdiği maçlar oluyor. Bu kez bukalemunların etkisinin olmadığı, canlı tanık olan Fenerbahçeli taraftarlar başta olmak üzere taraflı tarafsız birçok kişinin takdir ettiği bir tribün oluyor.
Nasıl olmasın ki?
Tribüne girebilenler her zamanki gibi yine ordalar fakat bu maç 6222 mağduru taraftarlarımız da stad dışındaki yerlerini alıyorlar. Dakika 62:22'de yakılan meşaleler tribünün de ateşini arttırıyor ve o dakika itibariyle gol atmaya zorlanıyor takım.
Sahada futbolcunun, tribünde başkan ve yöneticilerin, kaldırımda taraftarın, kale arkasında top toplayıcı çocuğun inandığı bir ortamdan rakibin eli boş dönmesi pek de anormal bir sonuç değil.
Dip not : Duyduğum kadarıyla devre arası neredeyse hiç durmadan Ali İsmail Korkmaz bestesi giren Fenerbahçelilerin yüreğine sağlık.
Ha bir de unutmadan;
Maç öncesi internet sitesinde yayınladıkları bir yazıda Fenerbahçe için ''Takımımız'' ibaresi kullanan TRT ve Diego'nun kadroda olmayışını ''Şike'' olarak adlandıran Galatasaraylılar,
Himalayalardan selam var;
Koyduk mu?
0 yorum:
Yorum Gönder