Kayseri Deplasmanı Hikayesi

Türkcell Süper Lig'in 25.haftasında,14 Mart 2010 tarihinde saat 14.00da oynanacak maç için gece 4'te hareket edecektik ESpark'ın önünden.Saat 21.30 gibi arkadaşlarla buluşup takıldık ve gece 3 gibi otobüsün kalkacağı yere doğru yöneldik.Gecenin o saati olmasına rağmen inanamadım caddelerdeki yoğunluğu görünce.

Neyse saat 4'te BandoESES otobüsü ile hareket ettik.(En geç hareket eden otobüs bizdik galiba) 1-2 saat aralıksız edilen muabbetlerin ardından otobüsün çoğu uykuya daldı her zamanki gibi.

Kayseri'ye yaklaşırken telefon trafiği başladı, kimi der 5 otobüs 3 minibüs, kimisi de 8-9 otobüs 5 minibüs varmış diye fakat daha sonra gelen bir haber otobüstekileri biraz endişelendirdi ya dışarda kalırsak diye.Polis bekleme noktasından hariç stadda bulunan 700 civarı taraftarımız varmış habere göre.

Şehire girerken Kayseri'de bulunan renkdaşlarımız tarafından biletler getirildi ve dağıtıldı otobüse 10-15 dakika sonra da polis kontrol noktasına varmıştık.Orada bandoESES ile ESpana yaparken bir polis memuru da cep telefonunu çıkarmış video çekiyordu.Göstermelik bir arama sonrası Altes, AnkaraESES araçlarıyla birlikte polis eşliğinde stada doğru hareket ettik.Diğer otobüslerin büyük bir kısmını daha önce götürmüşler stada.

Stadın oraya vardığımızda aman Allah'ım yok böyle birşey durumuna düştük, kendimizi yurt dışında falan hissetmeye başladık.


Ufo Gören Masum Köylü :)

Stadın yanısıra otopark ve çevre düzenlemesi gibi unsurlara da çok dikkat edilmiş.Otoparkta gördüğümüz 26 plakalı araçların çokluğu stad içinde tribünümüzün ne kadar sağlam olacağının göstergesiydi.Ayrıca otoparktaki bir minibüs tarzı aracın arkasındaki kocaman Eskişehirspor logosu çok dikkat çekiyordu.(Maç sonrası yırtıldığı söyleniyordu.)

Stada giriş noktasında polisler bandoESES'in alınmayacağını söylediler ve bandoESES de konuyla ilgili TRT ile bir röportaj yaptı.

Bandosuz da olsa nihayet stada girebilmiştik ve gerçekten çok ferah güzel bir yapı olmuştu stad.Hemen başladık bu avrupai stada gelmişken hatıra fotoğraflarımızı çekmeye.

Futbolcularımızı teker teker tribüne çağırdık coşkulu bir biçimde ve en zor tribüne getirdiğimiz isim Aydın Yılmaz oldu nedenini anlayamadım.Daha sonra takımlar soyunma odasının yolunu tuttu ve ardından stad hoparlörlerinden yapılan anons ile bizlere hoşgeldiniz ve Erkan Kurt abimiz için başınız sağolsun şeklinde sıcak bir yaklaşımda bulundular.Kayserispor sahaya çıkarken kafamı skorboard'a çevirmiştim ki modernliğin ne demek olduğunu birkez daha anladım, ekranda tünelde sahaya çıkmayın bekleyen futbolcularımızı gösteriyordu.
Bu sırada sol tarafımızda bulunan bir grup Kayserispor taraftarı ile sürtüşme yaşandı.O kadar gereksiz bir topluluktu ki oradakiler, bizim bulunduğumuz kale arkası tribününün alt kısmında bulunan gruptan 2 arkadaş o kısma doğru tepki gösterdi.

(1. nolu çemberde sürtüşme başlatanlar,2.nolu çemberde onlara tepki gösteren 2 Kayserisporlu arkadaş)
Takım sahaya çıkarken falan sağlam besteler girdik tüm stad ıslıkladı ama sol alt kısmımızda bulunan taraftan garip garip hareketler yapılmaya başlandı bizlere karşı.Locaların alt kısmında bulunan özellikle 2 kişi vardı ki görmeniz gerekirdi.Kendi çaplarında ellerini havada birleştirerek çeşit çeşit hareket yapıyordu o arkadaşlar ama biraz sonra ne oldu biliyor musunuz ? O 2 arkadaş yaptıkları harekete yakışır türden birşeyler yapmaya başladılar 30-35 bin kişinin bulunduğu bir ortamda.
Öhö, öhööö (+18)
Takımlar sahaya çıktıktan sonra karşı tarafımızda bulunan Kapalı Kale grubu tarafından koreografi yapılmaya çalışıldı ama maalesef kartonların ve katılımın az olması, pankarttaki yumruğun tam olarak belirgin olmaması sebebiyle teşebbüsten öteye geçememiş gibi oldu inşallah ilerde daha iyilerini yapmaya başlayacaklardır hatalardan ders çıkararak.
Tüm bunların ardından maç başladı, vefat eden Erkan abimiz için 5 dakika sessizlik yaşandı bizim tribünümüzde ve sonrasında bunun acısını çıkartırcasına sağlam bir tribün yapılmaya başlandı.

Bir ara gözüm sahaya gitti bir baktım top Koray'da.Yok artık, Koray abartma her hafta atamazsın diye düşünüyordum ki kendimi gol sevinci ve sonrasında gelen pınarbaşında buldum.

İlk yarı çabucak geçiverdi.

İkinci yarının başlamasıyla birlikte bir an önce 2. golü atmamız gerektiği konusunda hemfikirdik sanırım.Kayseri tribünleri sus-pus, karşı tarafımızda bulunan Kapalı Kale grubu sahaya arkaya dönmüşken girilen çok sağlam bir şinanari ile stadın büyük bölümü bizi izlemeye ve aynı zamanda ıslıkla susturmaya çalıştılarsa da dakikalarca sürdü tezahürat, şiddeti artarak...

Herşey bizim için güzel giderken, skorboard'a bakıp kaç dakika kaldığını ve bir an önce bitmesi heyecanınındayken bütün stadın gol atmışcasına sevinciyle dünya başımıza yıkıldı, hakem penaltı vermiş üstüne bir de Doğa'yı atmıştı oyundan, çöktük kaldık koltuğumuza.İvesa'ya ettiğimiz dualara rağmen top ağlarımızdaydı 80 küsür dakika susan tüm stad birden gaza gelmiş, sustu .bneler diye makaraya başlamışlardı.

Penaltı atılırken demiştim bu sevinç ve bu üzüntü hayra alamet değil, ya onlar sevinmeye devam edecek ya da biz onları afedersiniz g.t edecektik.Sustu .bneler eşliğinde geldi 2. golümüz ve öyle bir çıldırma, öyle bir sevinmedir ki anlatamam...

Golü attıktan sonra fazla uzatmadan biz de ''Sustu .bneler'' i yapıştırıverdik.Takımımız atakları sürdürdükçe 3-3-3-3 sesleriyle inleyen stadda locaların bulunduğu kısımdaki tribünlerde bulunan Kayserililer terketmeye başladılar stadı.

Maçın bitmesiyle birlikte takımımız tribünümüzün önüne geldi ve doyasıya kutladık galibiyeti ardından Kayserililerle Allah'a emanet olun temennileri yapıldı karşılıklı.Tabii ki İyi anlamda :) Tüm bu iyi niyetli hareketlere karşılık otoparkta bulunan bazı 26 plakalı özel araçlar çizilmiş ne yazık ki.

Türkiye'nin şu ana kadar gördüğüm en modern stadından ayrılıp Eskişehir yoluna koyulduk 3 puanın verdiği mutlulukla.Yol üzerinde takımımızın kaldığı tesiste durarak lokanta kısmına giriş yaptık ''Dağlar duvar olsa önüme, yollar kördüğüm düğümlense, dönmem gözümü dağlasalar, ipe götürseler, ESES çağır yeter'' diye diye.Futbolcularımızın bulunduğu kısma geçerek sıraya girdik, bazı yerlerdeki bayramlaşmalar gibi tebrik ettik, sıktık tek tek ellerini.Sadece Volkan'a ''Tebrikler abi, aynen böyle devam et'' lafı çıktı ağzımdan.

Jaycee, Volkan, İvesa, Vucko, Nadareviç, Alper, Aydın vardı hatırlayabildiğim kadarıyla, diğer futbolcular yoktu.

Uzun soluklu tekel bayi ve ihtiyaç molaları sonrasında Pazartesi gününün ilk saatlerinde Eskişehir'e varabildik, kar yağıyordu inceden...

0 yorum:

Anadolu'nun Son Kalesi!

Amigo Orhan

No Pyro No Party!

Yağmurda Çamurda

problem?

Seni Bizim Kadar...

Kuralları S*ktir Et!

Maziyi Savura Savura..

Her Zaman, Her Yerde !

Seninleyiz

Bir Defa Değil Bin Defa !

Aşk Siyah Kırmızı

Anti Bizans

Kaldırım Tribünü!

Tapmadık Asla..