Yeni bir sezon başladı, hepimize hayırlı uğurlu olsun isteriz fakat daha şimdiden uğursuzluklar bizi bulmaya başladı.
Geçtiğimiz Cumartesi günü, 2. hafta deplasmanda oynayacağımız Fenerbahçe deplasmanı için Şükrü Saraçoğlu Stadı'ndaydık. E-Bilet dalgasına sadece internet ve kredi kartıyla bilet satılma muhabbetinin yanı sıra polisin tutumu yine bize ''İllallah'' dedirtti..
Deplasman tribün girişi olarak en sıkı güvenlik önlemlerinin bulunduğu stad olduğunu bilir tribün koşturan, malum stada deplasman sıfatıyla gitmiş olanlar.
''Güvenlik'' adı altında yapılan arama bazen haddini aşabiliyor ''Ellerine vermediğimiz organ'' bile tabir-i caizse mıncıklanıyor.
Tamam şüphe duyduğun, gözüne kestirdiğin bazı kişileri ''Şüphe'' gerekçesiyle didik didik ara fakat oraya gelmiş baban yaşlarda adamlara, ufacık çocuklara ayakkabılarını çıkarmalarını söyleyerek ''Ben ellemem sen salla'' diyerekten cambazlık yaptırma!
Neyse ayakkabı olayını geçelim.
(Bu durum maalesef kendi stadımızda, Nefer tribününe giren renkdaşlarımıza da uygulanıyor!)
Sete asılmak üzere taraftarın götürdüğü ''ESKİŞEHİR - last fortress anatolia'' pankartı ilk arama noktasından geçiyor, turrnikede tekrar kontrol edilmek üzere alınıyor ve saatlerce yol gelmiş insanlar ağaç olma derecesinde bekletiliyor.
Hiçbir tahrik unsuru olmayan pankartlar ''Sizden önce girenler tribünde küfür ediyor'' gerekçesi ile ''Keyfe keder'' bekletiliyor.
Ondan sonra ''Halk bizi neden sevmiyy??''
Benim hayatımdaki zorlukları kolaylaştırmanız, problemleri çözmeniz gerekirken sürekli zorluk çıkartıyorsanız ben sizi niye seveyim? Halk sizi niye sevsin?
Herşeye rağmen ''All Cops Are Bastards'' kavramını dile getirmekte kendimi frenlediğim iyi polisler de gördük çok şükür.
Fakat sıkıntı şu;
San Marino'nun attığı goller kadar azlar..
Halk bizi neden sevmiyy??
Kategori :
acab,
arama,
ayakkabı,
Deplasman,
Eskişehirspor,
Fenerbahçe,
polis,
şükrü saracoğlu
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)