Eskişehirspor Taraftarları olarak Cumartesi gece meydana gelen olaylar yüzünden gerek Cumartesi günü gerekse sonrasında emniyet ve birçok yerel basın mensubu tarafından haksız ithamlara maruz kaldık.
Öncelikle şunun bilinmesini isteriz ki, sezon başından beri 3 İstanbul takımının birbirleriyle oynadığı maçlar sonrası şehrimizde formasıyla gezmeye çalışanlar güzelce uyarılmış ve sene sonuna kadar bu şekilde devam edilmiştir.
Sezon başından beri yanında kız arkadaşı olan erkeğe, tek başına dolaşan bayanlara maksimum hoşgörüyle yaklaşılmıştır.
Bu hoşgörülü yaklaşımımızla birlikte birçoğu üniversiteli olan bu kişilerin büyük çoğunluğu bu tavrımıza saygı duyarak şehrimizde malum takımların formalarıyla gezmemeye özen göstermiştir.Çok az bir kesim ise tüm iyi niyetimizi suistimal edercesine olayların bu boyutlara gelmesine sebep olmuşlardır.
Şampiyonun belli olduğu gün Eskişehirsporumuzun da maçı vardı..O gün ve her gün için şehrimizde ''ESESES KİKİKİ ESKİ ESKİ ES'' çekmek kadar doğal birşey olamaz..
Fakat emniyet güçlerine göre o gün çekilen ''ESES''ler, terör örgütü liderini destekleyen söylemlerden daha terörist bir eylem olarak görülüyor olmalı ki tek suçları ''ESES'' çekmek olan taraftarlarımızı hedef alan ''Vurun..'' talimatları yağdı durdu.
Tamam içimizdeki bazı kişiler olayın boyutunu abartmış olabilir fakat emniyetin görevi de bu değil mi ? Suçlu ve suçsuzu ayırd ederek müdahalede bulunmak ?
Ama pardon..
Niçin bununla uğraşsınlar ki ?
Önüne geleni joplamak, kendilerini sırf insanların üzerindeki Siyah-Kırmızı'ya kitlemek, boğa gibi üstlerine koşuşturmak dururken..
Gelelim yerel basına..
Neymiş ?
O gece yaşananlar Eskişehir'in ayıbıymış, utancıymış..
Sizin ayıp olarak, utanç olarak gördüğünüz bu tür şeyler sayesinde bugün Eskişehirspor bir Sivas, bir Antalya ve daha fazlası bu şekilde olan şehir takımlarından farklıdır.
Sizin ayıp olarak, utanç olarak gördüğünüz bu tür şeyler sayesinde bugün Eskişehirspor bayrakları altında başka renklerin sevinci yaşanmamaktadır.
Sizin ayıp olarak, utanç olarak gördüğünüz bu tür şeyler sayesinde gittiğiniz şehirlerde meslektaşlarınızla bir araya geldiğinizde bir BJK-GS-FB formalı gördüğünüzde böbürlene böbürlene ''Eskişehir'de böyle dolaşamazlar, sadece ESKİŞEHİRSPOR var'' diyebiliyorsunuz.
Sizin ayıp olarak, utanç olarak gördüğünüz bu tür şeyler sayesinde Mithat Körler ''Bu şehir başka şehir'' diye şarkılar yapabiliyor.
Şimdi şapkanızı önünüze alın ve şöyle bir düşünün ;
12 Mayıs 2012..
Galatasaray şampiyon oldu ve Eskişehir'de her yer sarı kırmızı. Eskişehirsporlular azınlıkta ve sağda solda buruk gözlerle bakıyorlar olan bitene..
Takım seçme aşamasında olan küçük bir çocuk babasının elinden tutup veya kucağında gezerkenken bakıyor ki şehri sarı kırmızıya boyanmış.. Çok etkileniyor..
''Baba'' diyor..
''Söyle yavrum''diyor baba..
''Hani sen Eskişehirspor'u tut diyordun ya nerede onlar ? Siyah-Kırmızı değil miydi EsEs'in renkleri ? Niye heryer sarı kırmızı baba?'' diyor çocuk..
Yutkunuyor baba, hiçbirşey söyleyemiyor..
Ve çocuk başka bir takıma.. (Burayı söylemek istemiyorum!!!)
Çok acıklı bir durum, değil mi ?
Bizim derdimiz, bu şehrin misafirlerine yara aldırmak, kan dökmek, dehşet saçmak ve en önemlisi de Eskişehirsporu insanlardan soğutmak değil !
Bizim derdimiz ;
Baba olduğumuzda tutup
çocuğumuzun elinden, aldığımızda kucağımıza, o gün başka bir takımın
şampiyonluğu olsa bile heryerin Siyah-Kırmızı olduğunu bilmenin
rahatlığı ile çıkabilmek şehrimizin caddesine sokağına..
''Bak yavrum'' diyeceğiz..
''Bu şehir Siyah-Kırmızı''
''Bu şehirde Eskişehirspor dışında başka bir şehrin takımının kutlaması yapılmaz..''
''Bu
şehirde ben Eskişehirsporluydum, sen Eskişehirsporlu oldun, senin
çocukların da Eskişehirsporlu olacak, çünkü başka bir seçenek yok...''
diyebilmek bizim derdimiz..
Bizim derdimiz, tasamız, işimiz, gücümüz, varımız, yoğumuz ESKİŞEHİRSPOR!
Ya sizin derdiniz ne ?
Yaptığınız yalan haberleri düzeltmeniz istendiğinde avanta koparabilmek mı ?
Niçin avanta istediğiniz sorulduğunda ''Bizde böyle, önce karalar sonra isteğimizi söyleriz'' demek mi ?
Övdüğünüz bazı kişilerin haberlerini, o kişilerin hazırlattığı, beraber yediğiniz içtiğiniz sofralarında, beraber yazmaktaki derdiniz ne ?
Nesiniz lan siz, kimsiniz ?
Bizi 3-5 kuruşa kalemini satan bazı yazarlarla karıştırmayın..
Hakkınızda bildiklerimizi yazmaya kalksak, Eskişehir'de
insan içine çıkacak yüzünüz kalmaz.. (Maskelerle dolaştığınızı
düşünerek)
Bu taraftarı karşınıza alırsanız aç kalırsınız aç..
Ha bir de madem ki o kadar çok düşünüyorsunuz insanların yaralanıp zor durumlara düşmemelerini..Haftada bir attığınız saçma sapan klasik başlıklı içi boş yazılar yerine, 1 gün önceden sağlam bir manşetle ''Bu şehrin kurallarını'', bu şehrin misafirlerine yayınlarsınız !