Ancak gel gör ki, çok büyük bir engel vardır bu çocuğun önünde.Belki de hayatını etkileyebilecek en önemli engel.Türkiye'de doğmuştur bu çocuk,Türkiye gibi göstermelik futbolun olduğu, gerçek anlamda futbolu ,futbolu sevmeyenlerin yönettiği bir ülkede dünyaya gelmiştir..Öyle ki, büyük bir şevkle gittiği ilk takımında hocasının ondan kat kat yeteneksiz olmasına rağmen sırf arkadaşının oğlu diye Mümin'i oynatacak kadar adaletsizliklerin,torpilin döndüğü,bunu gidip kendisine söylediğinde de " Sus sen karışma,burda hoca benim,istediğimi oynatırım" diyecek kadar hak yiyen,futboldan bi haber yöneticilerin olduğu bir ülkedir bu ülke.Küçüklüğünden beri dilinde tek sözün futbol olduğunu bildikleri , futbolcu olacam diye bas bas bağırdığı halde ailesinin ona destek vermeyecek,bu da yetmezmiş gibi ona engel olacak kadar abes bir zihniyetin olduğu bir ülkedir bu ülke.Oğlum okusun da ne okursa okusun, sevip sevmemesi önemli değil diyenlerin yaşadığı bir ülkedir bu ülke.Kısacası,daha doğarken şanssız doğmuştur bu çocuk...
Şimdi diyeceksiniz ki,nerden çıktı bu çocuk ? Neden anlattı bu adam bütün bunları...
İşte budur Türkiye gerçeği,ülkemizdeki futbolun gerçek yüzü.Bu ülkede futbol bundan on beş yıl öncede aynıydı,hala aynı, gelecekte de eminim aynı olacak.Bu ülkede futbolu hep sevmeyenler, hep bu oyun üzerinden kendilerine prim yapmaya çalışanlar yönetti, yönetmeye de devam edecek.
Bu ülkede,Skibbe gibi bu oyunu gerçekten sevenler, gerçekleri söylediği halde hiç bir zaman barınamayacak.Hep Bülent Uygun gibi,Ümit Karan gibi kapalı kapılar ardında insanların arkasından iş çevirenler, bağlı olduğu kulübü,taraftarlarını hiç düşünmeden satanlar,ekmek yediği kapıya işeyenler,özünde bu oyuna ihanet edenler hep prim yapacak.Bu düzen böyle geldi böyle gidecek.On beş yıl önceki o çocuğun hocası,bugün Bülent Uygun,gelecekte de başka bir isimle hep bu ülke futbolunun içinde olacak.
Bu ülkede birazcık futbol oynamaya çalışan gençler günü gelecek ,ilerde onun oynayıp oynayamayacak olmasına bakılmaksızın, hep başka takımlara pazarlanmaya çalışılacak adeta bir mal gibi.Aklı çelinecek,kafası karıştırılacak.Futbol oynaması bir nevi engellenecek...
Bu durum öyle ileri gidecek ki,takım bir dönem başarı yakaladığında,hemen o başarı paraya döndürülmeye çalışılacak.Takımın kimyasının bozulacağı düşünülmeden,gerekirse hocanın gitmesine göz yumulacak,gerekirse en iyi oyuncun satmaya çalışılacak vs vs...
Kısacası para her daim futboldan önde gelecek.Biz ne zaman, kendi çocuğumuz,evladımız,gururumuz diyerek içimizden birini bir yerlere geldiğini görürsek hemen onu aşağı çekmeye çalışacağız,daha da iyi yerlere getirmek yerine. İçimiz fesat çünkü bizim...Çünkü bizim için aslolan futbol değil ceplerimizin dolması,bu oyun üzerinden kendimize yapacağımız prim...
Sonra da saf duygularla biletini alıp stada gelen,amacı sadece takımını desteklemek olan bizlerde yıllarca özlediğimiz şampiyonluğun gelmesini bekleyip duracağız,gelmeyince üstüne besteler yazacağız, Yenilsen de yensen de ,sonuna kadar içerde dışarda destek diyeceğiz...Bu uğurda yine devam edeceğiz o gün gelecek diye hayaller kurmaya,tıpkı o çocuğun zamanında kurduğu hayaller gibi...
Bugünlerde Tv'de gözüme çarpan bir program var."Futbol Prensi",üstad Ali Ece'nin de içinde olduğu bir program...İngiltere'nin Liverpool takımı Türkiye'nin belli başlı illerine gidip oradaki yetenekleri görmek,içlerinden bir tane bile olsa onu bulup çıkarmak için.Şu son bir haftadır televizyonda başka birşey izlediğim yok desem yeridir.Neden ?
Çünkü oradan çıkacak bir çocuk bile olsa onu düşünmenin vereceği haz insanı öylesine heyecanlandırıyor ki,yıllar önce hayallerini bu ülke zihniyeti yüzünden gerçekleştirememiş olan o çocuk bugün o programdaki çocukları görünce kendi çocukluğunu görüyor,hep o zamanlar aklına geliyor ve biraz olsun heyecanlanıyor onlar adına,bu ülkeden kurtulupta hayallerinin peşinden gidecek oluşundan dolayı,futbol oynayabilecek oluşundan dolayı...
Elin Liverpool'u böyle bir projeyle bizim kendi yeteneklerimizi ülkenin her yerinde didik didik arayıp onlara futbol oynatmak için elinden gelen herşeyi yaparken,biz ne yapıyoruz ?
Kendi çocuklarımızı sağa sola pazarlayıp onları futboldan soğutuyoruz,aklını çeliyoruz,kafasını karıştırıyoruz.Bu oyunu gerçekten sevenleri,işini severek yapanları allem edip kallem edip kendimizden soğutuyoruz,bırakıp gidince de zaten gitmek istiyordu,amacı tazminat almaktı deyip bir de kendi kendimize bahaneler üretiyoruz.Çok komiğiz doğrusu, ne diyelim...
malesef, burası Türkiye !
Böyle gelmiş,böyle gidecek, korkarım vallah....